İsmail Hakkı AYDIN
Abstract
BİLİM FELSEFESİ SERİSİ DEMİŞTİK YA…
Felsefe; din, ahlak ve bilim şemsiyesi altında erdemli insan olma sanatıdır. Zira Felsefe, entelektüel bir mürşit ve deryada yürüme, sahrada yüzme sanatıdır. Felsefe, kaliteli bir hayat için de gereklidir. Felsefe bilmeyenin, çağ değiştirecek bilimsel ve teknolojik atılım yapması mümkün değildir. Felsefe olmadan bilim, bilim olmadan teknoloji olmaz!
Çünkü Felsefe, bilimin matematize olmamış halidir. Felsefe alışkanlığı olmayan toplumlar bu sebeple, bilime katkı sağlayamazlar. Özdeşlik ve nedensellik düşüncesi, bilimin yolunu açar.
Diğer taraftan Felsefe; bilimin efendisi, perspektif meşalesidir, paradigma ise kölesidir. Bilimin bizatihi kendisi, bir çok disiplinle iç içe bir “Komplo Teorisi” olup, çok komplike ve canlı bir hayat sürmektedir!
Bilim ve Felsefe münazaraları ve sohbetleri tarih boyunca, bilimin gelişmesine ve Teknolojinin doğmasına, gelişmesine ve hatta sanayi devrimlerine kapı açmıştır. İlk buhar makinesinin prototipi İskenderiye’de, böyle bir sohbet sonucu Heron (M.S. 10-70) tarafından icat edilmiştir. Düşünce, teori ve fikirler, tartışılabildiği ve deneylenebildiği müddetçe, bilim olur. Deneyini yapamadığın teori, her zaman muallakta kalır. Motor fikri, atsız araba fikri hep bu sohbetler, bu tartışmalar, bu deneyler neticesinde ortaya çıkmıştır. Bağımsız olmak, gücü elinde tutmak ve hükmetmek için bilgi ve teknolojiye hâkim olmak gerekir.
“Erdem”den bahsetmişken, ehemmiyetine binaen, en son söylenmesi gerekeni en başında söylemek gerekir diye düşünüyorum ve hemen “VECİZELERİM”den bir iktibasla “Erdem ve marifet, mükevvenatın zahiri kısımlarını görmek ve farkında olmak değil, görünmeyen kısımlarını ve boyutlarını görebilmek ve farklında olabilmektir!” diyorum.
Keywords
Şöhret Afet, Rahat İllet, Servet Gaflet,
Kalem Medeniyet, İmza Şahsiyet